NE ARAMIŞTINIZ
TR
TR EN DE


Genel

NEDEN ERTELERİZ?

18/09/2025

Hemen hepimiz hayatımızın bir döneminde, yapılacak bir işi “birazdan bakarım” diyerek ertelemişizdir. Erteleme davranışı bazen kendini masanın üzerinde bekleyen bir rapor, cevaplanmamış bir e-posta ya da uzun süredir başlanmayı bekleyen bir proje olarak gösterebilir. Erteleme, sıklıkla “tembellik” olarak algılansa da aslında çok daha karmaşık bir psikolojik süreçtir. Klinik psikoloji alanındaki araştırmalar, ertelemenin motivasyon, duygu düzenleme, kişilik özellikleri ve hatta beynin işleyişiyle yakından ilişkili olduğunu göstermektedir.

Duygu Düzenleme Açısından Erteleme

Erteleme, çoğu zaman bir zaman yönetimi değil, duygu yönetimi sorunu olarak karşımıza çıkar. Bir işi ertelediğimizde aslında görevden değil, o görevin bizde uyandırdığı kaygı, sıkıntı ya da yetersizlik duygusundan kaçarız. Kısacası erteleme, kısa vadede bizi rahatlatan ama uzun vadede daha büyük stres yaratan bir başa çıkma biçimi olarak kendini gösterir.

Örneğin zor bir rapora başlamadan önce “Ya yeterince iyi olmazsa?” diye düşündüğümüzde kaygımız artar. Bu kaygıyla yüzleşmek yerine sosyal medyaya göz atmak, kısa süreli bir rahatlama sağlar. Ancak teslim tarihi yaklaştığında kaygı katlanarak geri döner.

Kişilik Özellikleri ve Mükemmeliyetçilik

Ertelemeyi tetikleyen bir diğer faktör de kişilik özellikleridir. Özellikle yüksek standartlar şemasına sahip olan bireyler, “Kusursuz olmalı” baskısı nedeniyle başlamayı erteler. Çünkü hataya yer bırakmamak, göreve adım atmayı daha da zorlaştırır. Diğer yandan dürtüselliği yüksek kişiler de dikkati kolayca dağıldığı için işleri ertelemeye daha yatkındır.

Motivasyon ve Anlam Arayışı Bazen de ertelemenin nedeni kaygı değil, motivasyon eksikliğidir. Görev kişisel değerlerimizle uyumlu değilse ya da bize anlamlı gelmiyorsa, başlamak için gerekli enerjiyi bulmak zorlaşır. “Bu iş gerçekten bana ne katıyor?” sorusu, ertelemenin ardında yatan önemli bir motivasyon kaynağıdır.

Kültürel ve Örgütsel Faktörler

Erteleme yalnızca bireysel değil, toplumsal ve örgütsel faktörlerle de bağlantılıdır. Bazı kültürlerde son dakikaya bırakmak “yaratıcılığın parçası” gibi görülürken, bazılarında “sorumluluk eksikliği” olarak algılanır. İş ortamında ise belirsiz hedefler, rol karmaşası veya aşırı iş yükü ertelemeyi tetikler.

Çalışan, “Önceliğim ne olmalı?” sorusuna net yanıt bulamadığında görevleri ötelemeye başlar. Ayrıca sürekli acil işler gündeme geldiğinde, uzun vadeli ve stratejik işler hep geri planda kalır.

Ertelemede Beynin Rolü

Ertelemenin nöropsikolojik temelleri, özellikle iki beyin bölgesinin etkileşimiyle açıklanabilir: prefrontal korteks ve limbik sistem. Prefrontal korteks; planlama, karar verme ve özdenetim gibi yürütücü işlevlerden sorumludur. Bir görevi adım adım organize etme, dikkati toplama ve hedefe yönelme kapasitemizi belirler. Bu bölgenin zayıf çalışması, kişinin işleri başlatma ve sürdürme becerisini zorlaştırır.

Limbik sistem ise, özellikle amigdala aracılığıyla duygusal tepkileri yönetir. Eğer bir görev tehdit edici, sıkıcı ya da kaygı uyandırıcı algılanırsa limbik sistem devreye girer ve kısa vadeli hazlara yönelerek bizi ondan uzaklaştırmaya çalışır. Bu durumda uzun vadeli faydayı gözeten prefrontal korteksin kontrolü zayıflar, böylece erteleme davranışı ortaya çıkar.

Evrimsel açıdan bakıldığında ise beynimizin kısa vadeli ihtiyaçlara odaklı gelişmesi, günümüz modern dünyasının uzun vadeli hedefleriyle çelişmektedir.

Erteleme Döngüsünü Kırmak

  • Görevleri küçük parçalara ayırmak kaygıyı azaltır.
  • Duyguları fark etmek ertelemenin ardındaki kaygı ya da yetersizlik hissini görünür kılar.
  • Kendine şefkatle yaklaşmak, “Yine erteledim, başarısızım” demek yerine bunun insana özgü bir eğilim olduğunu kabul etmeyi sağlar.
  • Çalışma ortamını düzenlemek, dikkat dağıtıcı unsurları azaltır.

Sonuç olarak baktığımızda erteleme, hepimizin yaşamında zaman zaman karşılaştığı evrensel bir davranıştır. Ertelemeyi yalnızca disiplin eksikliği olarak görmek yanıltıcıdır; aslında erteleme, duygularımız, kişilik özelliklerimiz, kültürel bağlamımız ve beynimizin işleyişiyle şekillenen çok boyutlu bir süreçtir. Kendimizi suçlamak yerine, ertelemenin ardındaki mekanizmayı anlamak ve küçük adımlarla bu döngüyü kırmak hem iş hayatında verimliliğimizi hem de kişisel yaşamımızda huzurumuzu artırabilir.

Web sitesi kullanım deneyiminizi iyileştirmek için yasal düzenlemelere uygun çerezler (cookies) kullanıyoruz. Detaylı bilgiye Çerez Politikası’nden erişebilirsiniz.
Onaylıyorum
  
Onaylamıyorum